8.03.2016

PTT Sigorta Gercegi


Ziraat Sigorta furyasının ardından adından sıkça söz ettiren PTT Sigorta'nın zorunlu trafik sigortalarında uygun rakam çıkardığı çalkantısı kafalarda soru işareti oluştururken spekülatif açıklamalarda beraberinde geldi.

PTT bünyesinde kurulan PTT Sigorta aslında bizlere pekte yabancı olmayan bir nevi acente oluşumudur. PTT şubelerinde  anlaşmalı olarak çalıştığı Axa Sigorta, Mapfre Genel Sigorta, AIG Sigorta, Ankara Sigorta, HDI Sigorta, Groupama Sigorta, Generali Sigorta, Güneş Sigorta, Ray Sigorta, Unico Sigorta, Türk Nippon Sigorta gibi birçok şirketin aracılık hizmetini vermektedir. PTT Sigorta karşılaştırmalı fiyat teklifini sunarken bir nevi acente hizmeti vermektedir. Kısacası PTT Zorunlu Trafik Sigortası adında bir poliçeleri bulunmamaktadır.

Sosyal medyada belirtildiği algı üzerine, PTT Sigorta kendi primini kendisi belirleyen bir sigorta şirketi değildir.

Ziraat Sigorta Gercegi



Son günlerde Ziraat Sigorta'nın piyasanın 200 lira altında daha uygun rakam verdiği haberleri yayılmaya başladı.

Ziraat Bankası'nın bünyesinde sigortacılık faaliyetleri gösteren bir sigorta kurumu bulunurken, Ziraat Sigorta yetkililerinin de yapmış olduğu açıklamalar doğrultusunda çıkan net ücretin "bölge, araç modeli, motor hacmi, kişinin hasarsızlık geçmişi" gibi çeşitli sebeplerden dolayı değişkenlik gösterdiğini ve piyasanın altında rakam sunma gibi bir amaçları bulunmadığına işaret etmektedirler. 

Öncelikle sigorta şirketlerinin riske yatırım yaptığını, primlerini de bu doğrultuda belirlediklerinin altını çizen sigorta firmaları sektörel anlamdaki değişikliğin tekel olma amacıyla yapılmasının anlamsız olacağına dikkat çekmektedir.

Halkımızın mevcut primlerden canı o kadar çok yanmış ki duyduğu en ufak şeye inanıp bunun doğruluğuna kendini ikna ediyor. 

Ortada bir gerçek var olduğunu dile getiren yetkililer, 20 tane sigorta şirketi  bir araç için 1000 ile 1500 bandında rakam verirken Ziraat Sigorta ya da PTT Sigorta adı altında ben kim ne veriyorsa piyasanın 200 lira altında rakam verebilirim diyebilir mi?

Mümkün mü? Böyle bir oluşum riske yatırım yapıyor denilebilir mi?
Koca bir hayır.
İşin gerçeği birisi kuyuya taş atıyor, milyonlar da arkasından atlıyor.

Sigortacılık bir havuz oluşumudur. Birçok sigorta şirketi portföylerinde bulunan araçların kazaya karışma oranları, skorlamaları, kar ve zarar analizleri doğrultusunda kişilerin hasar geçmişini baz alınarak rakam skalasını oluşturmaktadır. Bir sigorta şirketi bir araç modelinde veya serisinde zarar etmiyorsa primlerini arttırma amacından uzaktır. Bir araç grubunun şirkete maliyeti yüksekse primleri de o doğrultu da artış göstermektedir.

Hal böyle olunca şirket içi skorlamalar sonrasında X aracı için en yüksek rakamı sunan Y sigorta şirketi, Y aracı için belki de en uygun rakamı sunan sigorta şirketi olabiliyor.

Ziraat Sigorta'da yaşanan durum da bunun gerçekleşmiş halidir.  Örneklerle;


Aynı araç için muhtelif sigorta şirketlerinin vermiş oldukları rakamlar;

Axa Trafik Sigortası Fiyatı : 1198

Sompo Japan Trafik Sigortası Fiyatı : 1215
Anadolu Sigorta Trafik Sigortası Fiyatı: 1449
Doğa Sigorta Trafik Sigortası Fiyatı : 7029
Allianz Sigorta Trafik Sigortası Fiyatı : 1436
Neova Sigorta Trafik Sigortası Fiyatı: 2630
Eureko Sigorta Trafik Sigortası Fiyatı : 1735
Mapfre Sigorta Trafik Sigortası Fiyatı : 1650
Ak Sigorta Trafik Sigortası Fiyatı 1688
Ziraat Sigorta Trafik Sigortası Fiyatı:  2377



Ziraat Sigorta sistemlerinden yapılan çalışma sonrasında aynı araç için çıkan rakam solda gördüğünüz ekranda da net bir şekilde gözlenmektedir. 

Sol üstte yer alan rakamlarla Ziraat Sigorta arasındaki rakamlar arasındaki değişiklikler araçların il,plaka, araç modeli, motor hacmi gibi çeşitli sebeplerden dolayı şirketten şirkete farklılık göstermektedir.

Gözlemlendiği üzere Ziraat Bankası’nın zorunlu trafik sigortasını sabit fiyatlara yaptığına dair çıkan haberler gerçeği yansıtmamaktadır.

7.07.2013

Hoşgeldin Ya Şehr-i Ramazan



Tüm İslam Alemi'nin mübarek ayı, 11 ayın Sultanı..

Hoşgeldin Ya Şehr-i Ramazan

Tüm İslâm aleminin; ayların en faziletlisi olan 11 ayın Sultanı ramazan ayını, en verimli şekilde geçirmesini temenni ediyor, hayırlı ramazanlar diliyorum..

6.05.2013

Beklenen Şiir..

Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?

Necip Fazıl Kısakürek

Necip Fazıl Kısakürek - Utansın Şiiri

Utansın

Tohum saç, bitmezse toprak utansın! 
Hedefe varmayan mızrak utansın! 

Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen! 
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın! 

Eski çınar şimdi Noel ağacı; 
Dallarda iğreti yaprak utansın! 

Ustada kalırsa bu öksüz yapı, 
Onu sürdürmeyen çırak utansın! 

Ölümden ilerde varış dediğin, 
Geride ne varsa bırak utansın! 

Ey binbir tanede solmayan tek renk; 
Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!
 
Necip Fazıl Kısakürek

4.13.2013

Karadenizli'nin Kürde Mektubu


Karadenizliyim!
Lazca konuşma merakım hiç olmadı.
Ana dilde lazca isteğim olmadı gibi.
Karadeniz diye adlandırılan topraklarda hep gurbeti yaşadım.
Bazen inşaatçı oldum, bazen hamal.
Bazen yurt dışına göç eden emekçi.
Bazen milletvekili, bazen mühendis.
Patika yollarla doludur yaşadığım yer. Keçi yolu diye tabir edilen
yolları hiç keleş ile dolaşmadım.
Pusu atmadım askere, polise.
Senin gibi açlığı iyi bilirim. Beraber yüklendik ülkenin en ağır yükünü.
Emekçileri oynadık nesiller boyu.
Sen susuzluktan yakınırken ben sellerin sürüklediği molozlar arasında
kaybettiklerimi­n cesetlerini aradım.
Senin adın sınır kaçakçılığıyla anılırken, ben yasa dışı silah
kaçakçısı olarak tanındım.
Silah ürettim evimin ahırında, namlu taktım oyuncak silahlara.
Sen Irak, Suriye topraklarında gezinirken ben de Gürcistan
topraklarına uzanmışım ara sıra.
Bazıları bizi çok özdeş kabul eder.
Lazlar Kürt’ün deniz görmüşüdür der bilirsin.
Benziyor muyuz gerçekten?
Hem de çok, hem de hiç!
Aslında benziyoruz; sen karnı burnunda anne adaylarını kızak ile hastanelere
taşırken ben sırtımda taşıyorum.
Benzemez miyiz?
Ülkenin en ağır işlerini beraber sırtlandık.
Sen beton dökerken ben duvarcılık yapıyordum. Sen duvar örerken ben
demir döşüyordum.
Sen park simsarlığı yaparken ben gazinoları haraca bağlıyordum.
Benzemez miyiz?
Senin çocukların ile benim çocuklarımın kaderi de aynı, aynı
hastalıklardan kırılırlar, aynı hastalıklardan sakat kalırlar, aynı
eğitimsizlikten­ mağdur olurlar.
Benzemez miyiz hiç?
Sana ulaşma konusunda devletin nasıl geç kaldığını iddia ediyorsan
benim de farkım yok bilesin.
Devleti hep jandarma diye bilir yörem insanı.
Sizdeki gibi.
Benzemez miyiz?
Aynı gelenek yüzünden silahına sarılıp binleri öldürdük namus anlayışı
gereği.
Silaha merakımız, silahı yaşamın parçası görme anlayışımız hep aynı.
Benzemez miyiz?
Kürtler, Lazların deniz görmemişidir!
Ana dil hiç sorun olmadı benim için, bahane de olmadı.
Kültürel haklar gerekçesi ile hiç cana kıymadım ben.
Hiç pusu atıp mayın döşemedim körpe delikanlılara, yiğitlere. vatan
için görev yapanlara.
Hiç işyeri yakmadım.
Hiç kepenk kapatmadım insanların yüzüne.
Hiç yollara düşüp caniliği, canileri savunmadım.
Hiç Mehmetçik ile puştu bir tutmadım, yakıştıramadım vicdanıma.
Hiç benzemiyoruz hiç!
Çanakkale’de ben de öldüm.
Yetmedi Pontus çeteleri ile mücadelede öldüm.
Ruslara karşı öldüm.
Yetmedi Kore’de öldüm, Kıbrısta öldüm.
Bunu iğrenç ayrılıkçılık anlayışına kılıf uydurmak için malzeme konusu
yapmadım.
Nereden bilebilirim ki Çanakkale’de ölen atalarımın şimdilerde yapmaya
çalışacağım ayrılıkçılığa anlayış gösterebilecekl­erini ki!
Zafere ulaşmak için her yol mübah demedim, diyemedim.
Çocuklarımı sokaklarda taş atsınlar, barikat kursunlar diye yollamadım.
Bayrakları çiğnesinler, Milli Marşı söylemesinler diye öğütlemedim.
Lazlığımı Türklüğümün önünde görmedim hiç bir zaman.
Ben dağa çıkmadım.
Ülke ülke dolaşıp vahvahlarımı anlatmadım.
Bir oğlumu dağa bir oğlumu üniversiteye birini askere yollamadım.
Devlete vergiden kaçıp eşkiyaya haraç vermedim. Ekmeğine yağ sürmedim.
Gece dağda gündüz kurumda olmadım. Hastaneleri basmadım, okulları
yakmadım, şantiyeleri havaya uçurmadım...

2.07.2013

Ikea Reklamı 2013 - Hayal Gücü

12.27.2012

Her sabah hesabınıza 86.400 TL yatıran bir banka düşünün..

Her sabah hesabınıza 86.400 TL yatıran bir banka düşünün. Gün boyu istediğiniz kadar parayı harcamakta veya harcamamakta serbestsiniz. Parayı istediğiniz şekilde kullanabilirsiniz. Oyunun sadece tek bir koşulu var: harcamayı başaramadığınız meblağ ertesi güne devretmez, akşam hesabınızdan geri çekilir ve bu paranın hiçbir bölümünü ne sebeple olursa olsun saklayamazsınız. Bir önceki günün tutarının tamamını harcamış veya hiçbir bölümünü harcamamış da olsanız ertesi sabah hesabınızda yine 86.400 TL bulacaksınız.

Nasıl keyifli değil mi? Farkında olsanız da olmasanız da aslında hepimizin böyle bir bankası var. Adı ''ZAMAN" Her sabah 86.400 SANİYE hesabınıza yatıyor ve o gün daha fazlasını asla harcayamıyorsunuz. Kullanamadığınız kısım ise akıp gidiyor ve hesabınızdan siliniyor, hiç devretmiyor. Her gün size yeni bir hesap açılıyor,her akşam günün bakiyesi siliniyor. Eğer günlük hesabınızı kullanmadıysanız, bu zarar sizindir, geriye dönüş yok, yarından avans çekmek yok..

Bugünü, bugünkü hesaptan yaşamalısınız.. Zaman hiç kimseyi beklemez.. Dün artık mazi oldu..Yarın ise muamma.. Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır..


Bu blog sayfasını kurmamdaki amaç; kendimi geliştirirken sayfama uğrayan ziyaretçilerinde gelişimine katkı sağlamaktı. Yalnız görüyorum ki bu vakte kadar gereksiz meşguliyetlerle sizleri oyalamışım. Belki bu makale bir nebze olsun yola çıkış amacımızın bir tecessümü olur, belki de bir şeylerin başlangıcı..

11.01.2012

Her şey, Sweet November'ı, Kasımda Aşk Başkadır diye çeviren gerizekalıyla başladı..

Her şey, Sweet November'ı, Kasımda Aşk Başkadır diye çeviren gerizekalıyla başladı..

Sweet Nowember ≠ Kasımda Aşk Başkadır!

Bu aradada Kasım'da aşk başkadır tabii. (Aralık'ta ağzına s***ı. Ocak'ta ayrıldılar, Şubat'ta başka sevgili buldu, Mart'ta evlendi, Kasımdaki hala ağlıyor.)

10.29.2012

Sen de Yok Olacaksın!

Bu yazı, yüksek bir binanın tepesinden yazıldı, sakın düşmeyin,
Bu yazı, kimseyi ilgilendirmedi, alınmayın,
Bu yazı, sana olan duygularımdır, darma dağın..
Bu yazı, benimdir, Sana olan nefretim değil..
Bu yazı, hayatımdır, hayatımı kaybettiğimi belirmek isterim..

Kimsenin mutluluğuna göz koymadık, ne kardeş dediklerimizi aldattık nede kimseyi arkasından vurduk..
Herkes olması gerektiği yerde..
Çok değer verdik, verilmesi gerekenlere, onlar hakettiler de, bir türlü biz onları haketmedik işte..
Bir mesaj bekledik gecelerce, Yüzümüz güldü ama, inan hiç kimse tutmaz onun yerini..
Nedensiz bir anlayış içinde, kör kütük seviyorum belkide,
Ama bu gereksiz bir ortamın kurulmasına, Engel olmak istedim sadece.
Seni ayrı tuttum yerinde,
Kimsenin değeri yok gözümde, Herkes aynı..
Onlar bilmezler ki, biz ne geceler feda ettik bir mesaj uğruna, ne günahlar işledik belki de, İnan bunlardan hiç sıkıntım olmadı da, bu fazla oldu işte..
Ben yine heba ederim gençliğimi, yine beklerim gecelerce, yine gül diye yalvarırım gerekirse, Ama en güzel duygularıma karışmayın işte..
Dermanı olmayan bir dert edindim kendime, tarifsiz gözlerini anlatmak istedim tanıştığımız o günden beri, ama harcadılar işte bizi..
Belkide biz harcadık birbirimizi..
Şimdi, Ne sen beklersin belki benden bir mesaj,
Ne de ben beklerim, ama sen bir sinyal ver, sereyim önüne en güzel kelimelerimi..
Belki yine eskisi gibi olmaya meyillenir aklım, Bu sefer sanki İntihara meyilliyim.
Bir o kadar yalnız, bir o kadar çaresiz hissediyorum kendimi,
Herşeyin başladığı o haziran'ı, unutmaya takatim kalmadı..
Ama merak etme, beni mapus'a atmazlar seninle öldürdüğüm zaman için, Yine bir mesaj beklerim, yine Israr ederim, Yine severim, Ve sen yine gidersin..
Kusura bakmasın hiç kimse, Sikerim yapıcağınız muammeleyi de,
Dilimde Sadece tek bir kelime, Keşke tanışmasaydık seninle !

Sen de Yok Olacaksın!

8.30.2012

Samsung'dan Apple'a 5 Centten 30 Kamyon Dolusu Tazminat



SAMSUNG 'UN APPLE'A VERDİĞİ İBRETLİK AYAR

İki dünya devi marka bildiğiniz üzre geçtiğimiz günlerde patent olaylarından dolayı davalık olmuşlardı ve Samsung , Apple 'a 1 milyar dolar gibi rekor derecede bir tazminat ödeyecekti !

Bu sabah Apple'ın kampüs binasına 30 'dan fazla kamyon yanaştı. Başta bir yanlışlık olduğu sanılsada aslında bir yanlışlık yoktu. Samsung ödemesi gereken 1 milyar doları 5 centlik bozukluklar şeklinde ödemek istemişti sadece o kadar. Tazminatın ödeme ayrıntılarında nasıl ödeneceğine dair bir ibare yer almamasıda Apple'ın elini kolunu bağladı. Şimdi Apple yetkilileri 30 kamyonu geçik bozukluğu kabul edecek bir banka arama telaşına düştü.

7.23.2012

Sayfalarca söveceğine adamlığını göster kalemini konuştur!


Uzun zamandır blog sayfamı güncellemiyorum.
Ancak bir kaç tane kendini bilmez yorumcu sövüp sayıp duruyor. Buradan bunları paylaşıp onları ifşa etmesini bilirdim. Lâkin benim edebim elvermiyor. Son 1.5 ayda 9 küfürlü yorumu sildim. Onlar sövdükçe günahlarımı sırtlıyorlar farkında değiller, kendilerine müteşekkirim.
Kimileri hızını alamamış. Öyle ki elaman tüm işini bırakmış tam sayfa sür manşet sövmüş durmuş.
Yalnız bir husus var söylemek istediğim.
Sayfalarca söveceğine adamlığını göster kalemini konuştur!
Ananız sizin gibi bir ahlaksızı doğurmuş olabilir ancak anadır sövülmez. 
Tüm analara olduğu gibi sizin analarınıza da saygım var, anaya bacıya sövüp klavye delikanlığı yapmak kolaydır. Mağrifet adam olabilmektedir.